Definify.com
Definition 2024
götveren
götveren
Turkish
Noun
götveren (definite accusative götvereni, plural götverenler)
Declension
declension of götveren
singular (tekil) | plural (çoğul) | |
---|---|---|
nominative (yalın) | götveren | götverenler |
definite accusative (belirtme) | götvereni | götverenleri |
dative (yönelme) | götverene | götverenlere |
locative (bulunma) | götverende | götverenlerde |
ablative (ayrılma) | götverenden | götverenlerden |
genitive (tamlayan) | götverenin | götverenlerin |
possessive forms of götveren
benim (my) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
---|---|---|
nominative (yalın) | götverenim | götverenlerim |
definite accusative (belirtme) | götverenimi | götverenlerimi |
dative (yönelme) | götverenime | götverenlerime |
locative (bulunma) | götverenimde | götverenlerimde |
ablative (çıkma) | götverenimden | götverenlerimden |
genitive (tamlayan) | götverenimin | götverenlerimin |
senin (your) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
nominative (yalın) | götverenin | götverenlerin |
definite accusative (belirtme) | götverenini | götverenlerini |
dative (yönelme) | götverenine | götverenlerine |
locative (bulunma) | götvereninde | götverenlerinde |
ablative (çıkma) | götvereninden | götverenlerinden |
genitive (tamlayan) | götvereninin | götverenlerinin |
onun (her/his/its) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
nominative (yalın) | götvereni | götverenleri |
definite accusative (belirtme) | götverenini | götverenlerini |
dative (yönelme) | götverenine | götverenlerine |
locative (bulunma) | götvereninde | götverenlerinde |
ablative (çıkma) | götvereninden | götverenlerinden |
genitive (tamlayan) | götvereninin | götverenlerinin |
bizim (our) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
nominative (yalın) | götverenimiz | götverenlerimiz |
definite accusative (belirtme) | götverenimizi | götverenlerimizi |
dative (yönelme) | götverenimize | götverenlerimize |
locative (bulunma) | götverenimizde | götverenlerimizde |
ablative (çıkma) | götverenimizden | götverenlerimizden |
genitive (tamlayan) | götverenimizin | götverenlerimizin |
sizin (your) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
nominative (yalın) | götvereniniz | götverenleriniz |
definite accusative (belirtme) | götvereninizi | götverenlerinizi |
dative (yönelme) | götvereninize | götverenlerinize |
locative (bulunma) | götvereninizde | götverenlerinizde |
ablative (çıkma) | götvereninizden | götverenlerinizden |
genitive (tamlayan) | götvereninizin | götverenlerinizin |
onların (their) | singular (tekil) | plural (çoğul) |
nominative (yalın) | götverenleri | götverenleri |
definite accusative (belirtme) | götverenlerini | götverenlerini |
dative (yönelme) | götverenlerine | götverenlerine |
locative (bulunma) | götverenlerinde | götverenlerinde |
ablative (çıkma) | götverenlerinden | götverenlerinden |
genitive (tamlayan) | götverenlerinin | götverenlerinin |
predicative forms of götveren
simple present | singular | plural |
---|---|---|
ben (I am) | götverenim | götverenlerim* |
sen (you are) | götverensin | götverenlersin* |
o (he/she/it is) | götveren / götverendir | götverenler* / götverenlerdir* |
biz (we are) | götvereniz | götverenleriz |
siz (you are) | götverensiniz | götverenlersiniz |
onlar (they are) | götverenler | götverenlerdir |
simple past | singular | plural |
ben (I was) | götverendim | götverenlerdim* |
sen (you were) | götverendin | götverenlerdin* |
o (he/she/it was) | götverendi | götverenlerdi* |
biz (we were) | götverendik | götverenlerdik |
siz (you were) | götverendiniz | götverenlerdiniz |
onlar (they were) | götverendiler | götverenlerdi |
indirect / unwitnessed past | singular | plural |
ben (I was) | götverenmişim | götverenlermişim* |
sen (you were) | götverenmişsin | götverenlermişsin* |
o (he/she/it was) | götverenmiş | götverenlermiş* |
biz (we were) | götverenmişiz | götverenlermişiz |
siz (you were) | götverenmişsiniz | götverenlermişsiniz |
onlar (they were) | götverenmişler | götverenlermiş |
*Not used, but perhaps rarely - chiefly grammatical formations.
Note: Plural forms are not used with adjectives. |
Usage notes
It literally means "someone that gives ass" as vermek (“to give”) is used to mean "to have sex with a man" in slang.